8 Yaşın Üzerindeki Çocuklar Kimde Kalacağına Karar Verebilecek

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, verdiği emsal kararla velayet davalarında çocukların menfaatine sonuçlanacak ve her tür istenmeyen durumun önlenmesini sağlayacak güzel bir karara imza attı...

Kurul, tarafımızca son derece adil ve yerinde bir karar vererek, 'idrak gücüne sahibi 8 ve üstü çocukların kendisini ifade edebileceğini, velayet davasında çocuğa fikri sorulması gerektiğine' hükmetti.

 

Kararla birlikte; mahkemeler velayet davalarında karar vermeden önce çocuğa "Anneni mi, babanı mı istiyorsun" sorusunu yöneltecek.

 

Şiddetli geçimsizlik yaşayan çift boşanmak için mahkemeye başvurdu. Tarafları boşayan Aile Mahkemesi, çiftin 8 yaşındaki küçüğün velayetini babasına verdi. Mahkemesi'ye velayet davası açan anne boşanma davası sırasında davalı babanın, annenin çocuğu dövdüğü yönünde gerçeğe ve hayatın olağan akışına aykırı iftiraları nedeniyle müşterek çocuğun velayetinin babaya verildiğini öne sürdü.

Mahkeme, davalının velayet görevini yerine getirmediği veya kötüye kullandığı hususlarının kanıtlanamadığı gibi velayetin değiştirilmesini haklı kılacak nedenler de bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verdi.


Karar temyiz edildi. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, idrak çağındaki çocukların kendilerini ilgilendiren konularda görüşünün alınması ve görüşlerine gereken önemin verilmesi gerektiğine dikkat çekti.

Yeniden yapılan yargılamada Aile Mahkemesi ilk kararında direndi. Bu kez devreye Yargıtay Hukuk Genel Kurulu girdi. Küçüğün davanın tüm aşamalarında idrak çağında olduğunu hatırlatan Genel Kurul, emsal bir karara imza attı. Mahkemenin velayet davalarında çocukla istişare etmesi gerektiğinin vurgulandığı kararda şu ifadelere yer verildi: " İdrak çağında olan müşterek çocuğun uzmanlar tarafından alınan beyanında hem annesi hem de babası ile olmak istediğini ifade ettiği, herhangi bir tercihte bulunmadığı belirtilmiştir. Küçüğün kendi arzu ve isteklerini belirleyebilecek, bunları ifade edebilecek olgunlukta olduğu, bu nedenle çocuğun beyanlarının dikkate alınması gerektiği ifade edilmiştir. Kaldı ki, dava tarihinden itibaren küçüğün yaşadığı veya yaşamak istediği ortamı değerlendirmesine imkan verecek, dolayısıyla velayeti konusunda görüşünün alınmasını gerektirecek ölçüde uzun süre geçtiği de görülmektedir.

Açıklanan nedenlerle mahkemece yapılacak iş; yeterli idrak gücüne sahip olduğu kabul edilen çocuğa, kendisini doğrudan ilgilendiren velayet konusunda danışılarak, görüşünü gerekçeleriyle birlikte ifade etme olanağının sağlanması; ifade edeceği bu görüşün, çocuğun kendi çıkarına ters düşmediği takdirde, buna önem verilerek sonucuna göre bir karar verilmesi olmalıdır. O halde, aynı hususlara işaret eden ve Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır."

Uzman Boşanma Avukatından Randevu Almak için Tıklayınız

Çağlayan Boşanma Avukatından Randevu Almak için Tıklayınız

Bakırköy Boşanma Avukatından Randevu Almak için Tıklayınız

Kadıköy Boşanma Avukatından Randevu Almak için Tıklayınız

Büyükçekmece Boşanma Avukatından Randevu Almak için Tıklayınız

Küçükçekmece Boşanma Avukatından Randevu Almak için Tıklayınız

Kartal Boşanma Avukatından Randevu Almak için Tıklayınız

Çağlayan Boşanma Avukatından Randevu Almak için Tıklayınız

Fatih Boşanma Avukatından Randevu Almak için Tıklayınız

Beykoz Boşanma Avukatından Randevu Almak için Tıklayınız

Pendik Boşanma Avukatından Randevu Almak için Tıklayınız

Kartal Boşanma Avukatından Randevu Almak için Tıklayınız

Uzman Boşanma Avukatı için Tıklayınız